İşçi Ücret ve Zammı

Ücret Türleri

Maktu Ücret – Günlük Ücret

Somut uyuşmazlıkta davacıya ait iş yerinde iş müfettişlerince yapılan inceleme sonucu düzenlenen teftiş raporunda işçilerin raporlu oldukları günlerin ücretlerinden kesilmesi ve primlerinin eksik yatırılması nedeniyle aylık maktu ücretle değil günlük ücret sistemine göre çalıştığı kabul edilen işçilere 31 gün çeken aylarda 30’ar günlük ücret tahakkuk ettirilip birer gün eksik ücret tahakkuk ettirilmesi nedeniyle bu aylarda birer günlük ücret ödenmesi tespitine yer verilmiştir.

Dosyaya ibraz olunan bordrolardan davacı işyerinde ücretlerin aylık ödendiği ve aylık miktarların maktu olduğu açıktır. Bu bakımdan işçilerin raporlu oldukları günlerin ücretlerinden kesilmesi veya primlerinin eksik yatırılması işçilerin günlük ücretle çalıştığını göstermeyeceği gibi 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna da varılamaz. Bazı aylar 30, bazı aylar 31 ve bazı aylar da daha az günden oluşabilir. Buna göre dava konusu teftiş raporunun bu kısmının iptali gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.[1]

Ücretin Unsurları ve Türü

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinde ücretin; bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olduğu belirtilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 401. maddesinde de, işverenin, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen, sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir.

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödeme olup, işçi tarafından görülen işin karşılığı olarak işveren tarafından ya da üçüncü kişiler tarafından ödenir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir.

Ücretin miktarı ve türü, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla taraflarca sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmaması hâlinde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve âdetler göz önünde tutularak belirlenir.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, Sincan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/… Esas sayılı dosyası içerisindeki delillerin, hak ediş cetvelleri, banka kayıtları, bordrolar ile tanık beyanları olduğunu ifade etmek gerekmektedir.

Davacı vekili tarafından sunulan 14.04.2007 tarihinden 2007 yılı Temmuz ayını kapsayan dört adet hak ediş cetveli örneğinde davacının günlük ücreti 60 USD olarak belirtilmiştir.

Öte yandan, davacıya ait USD hesabı olduğu anlaşılan banka kayıtlarında “asıl işveren” tarafından değişen miktarlarda ve bazı aylarda hangi aya ait olduğu belirtilecek şekilde “maaş” adı altında ödemeler yapıldığı görülmüştür.

Bunların yanı sıra altişveren vekilince dosyaya sunulduğu anlaşılan 2007 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait bordro örneklerinde “ödenecek net maaş” olarak belirtilen miktarlarla bankaya yatan miktarların Eylül ayı hariç olmak üzere aynı olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca, yargılama sırasında dinlenilen davalı tanığı davacının ne kadar ücret aldığını bilmediğini, davacı tanığı ise davacının 1800 USD aldığını beyan etmiştir. Yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece bahsi geçen deliller uyarınca davacının ücretinin aylık 1800 USD (fesih tarihi itibariyle geçerli olan kur üzerinden 3.250,00TL) olarak kabul edilmesi isabetlidir.[2]


[1] 9. Hukuk Dairesi 2020/5304 E., 2021/3856 K.

[2] Hukuk Genel Kurulu 2017/1293 E. , 2020/588 K.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir