Çalışma Esnasında 1 kere uyumak haklı fesih ağırlığında değildir
Davacı, iş akdinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ve işçilik alacakları talepli dava açmıştır.
Davalı işveren feshinin haklı olduğunu savunmuş, davacının makine operatörü olup görevi başında uyuduğu için iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur
İlk defa uyuyan işçinin eylemi haklı fesih ağırlığında değildir.
Dosyada davacının 18.07.2014 tarihindekinden başka uyuduğuna dair delil bulunmadığından fesih geçerli olup, haklı değildir.
Bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir.[1]
Güvenlik Görevlisi Uyursa 1 Kere Bile Olsa Haklı Fesih Nedenidir
Güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının hizmet akdi 03/09/2013 tarihli fesih bildirimi ile bir kaç değişik nedenle birlikte 23/08/2013 günü saat 03.30’da yapılan kontrolde uyuduğunun tespit edilmesi nedeniyle feshedilmiştir.
Davacı işçi savunmasında 23/08/2013 gecesi saat 03.30’da tespit edilen “uyuma” eylemini kabul etmiş, bunu havanın sıcak olmasına bağlamıştır.
Davalı işverenin fesih nedeni yaptığı diğer sebepler varit değil ve haklı fesih nedeni oluşturmasa dahi güvenlik görevlisinin nöbetinde uyuma eylemi iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünden başlı başına haklı fesih sebebidir. Uyuma eylemi davacının ikrarı ile sabit olup, işverenin süresinde yaptığı fesih haklı nedene dayandığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.[2]
1 kere uyumak haklı fesih ağırlığında değildir
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, 08 / 05 / 2005 tarihinde davalı şirketin taşeronu … Ltd. Şti. işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, 01/11/2006-06/08/2014 tarihleri arasında ise davalı şirket işçisi olarak çalıştığını, davacının iş akdinin, üretimi, sağlığı ve güvenliği tehlikeye atacak şekilde uyuduğu iddia edilerek disiplin kurulu kararı ile sona erdirildiğini, ancak iş akdinin sonlandırılmasının gerçek nedeninin davacının … Sendikasına 14/05/2014 tarihinde üye olması ve sendikal faaliyette bulunması olduğunu, zira davacının 9 yıldır aynı işyerinde çalışmasına rağmen iş akdinin fesih tarihinden itibaren iki ay öncesinde sendikaya üye olmasına müteakip hakkında bir çok gerçek dışı tutanaklar tutularak iş akdinin sonlandırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 01/08/2006 tarihinde iş makinesi operatörü olarak çalışmaya başladığını, davacının melamin pres besleme girişinde yapmış olduğu iş ile ilgili olarak çeşitli defalar sözlü ve yazılı olarak uyarılmasına rağmen işyerinde olumsuzluklara ve fabrikanın zarara uğramasına sebebiyet veren eylemlerine devam ettiğini, bu şekilde iş güvenliğini tehlikeye düşüren tutum ve davranışlarının bir türlü son bulmadığını, son olarak 18/07/2014 tarihinde 05.20 sularında işyerinde, üretimi ve iş sağlığı ve güvenliğini de tehlikeye atacak şekilde, kullandığı iş makinesini ve yaptığı iş bölümünü terk ederek çay ocağı masası üzerinde davacının uyuduğunun tespit edildiğini, yapılan disiplin soruşturması ve disiplin kurulu toplantısı sonucunda 05/08/2014 tarihli disiplin kurulu kararı ile davacının iş akdinin 06/08/2014 tarihinde haklı olarak feshedildiğini, davacının da savunması ile içinin geçtiğini belirterek uyuduğunu kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, tanık beyanları, davalı işverenlikçe tutulan tutanaklar ile son olarak mesai saatinde uyumasına yönelik tutanak birlikte değerlendirilerek; davacının “iş akdinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık” gerekçesiyle feshedildiği bu sebeple işverenin feshinin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, iş akdinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ve işçilik alacakları talepli dava açmıştır.
Davalı işveren feshinin haklı olduğunu, davacının makine operatörü olup görevi başında uyuduğu için iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Somut olayda her ne kadar Mahkemece; tanık beyanları, davalı işverenlikçe tutulan tutanaklar ile son olarak mesai saatinde uyumasına yönelik tutanak birlikte değerlendirilerek; davacının “iş akdinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle feshedildiğinin işverenin feshinin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de gerek mahkemece dinlenilen davalı tanığı …’ın davacının üç pres makinesine ham sunta yükleme işini yaptığını, bunları dönüşümlü sırayla yüklediğini, yüklemeler bittikten sonra makinelerin işi bitinceye kadar bu makinelerin başında durmaya gerek olmadığını, bölüm şefi bu esnada başka iş verirse çalışanların bu işi yaptıklarını yoksa herhangi bir şey yapmadıkları yönündeki beyanı gerekse de davacının 18.07.2014 tarihindeki tutanaktan başka uyuduğuna dair delil bulunmamasına rağmen feshin haklı nedene dayandığı gerekçesi ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına yönelik talebinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.[3]
Uyarılmasına Rağmen Yeninden Uyumak Haklı Fesih Nedenidir
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı tarafından davacının iş sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 17.09.2012 tarihinde iş başında uyuduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin tutanak tutulduğunu, davacının uyarıldığını ve 2 günlük ücret kesintisi cezası verildiğini ancak olayın 21.01.2015 tarihinde tekrarlanması üzerine davacının savunmasının alınarak iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi ve buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren, davacının görev başında uyuması ve bu eylemin ikinci kez tekrarlanması sebebiyle toplu iş sözleşmesi gereği disiplin kurulundan da geçirilmek suretiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ilk olarak görev başında uyuma eyleminin 2012 yılında gerçekleştiği, feshe konu eylemin ise 21.01.2015 tarihinde meydana geldiği, iki tarih arasında uzun bir sürenin geçtiği ve buarada yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalandığı gerekçesiyle işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı kabulüyle kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.
Davacı işçi, sendika üyesi olup işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinde çalışma saatlerinde ilk defa uyuma halinde uyarma cezası uygulanacağı, tekrarı halinde işten çıkarma cezası verileceği belirtilmiş olup davacı işçiye 2012 yılındaki ilk uyuma eylem sebebiyle yevmiye kesme cezası uygulanmıştır. Her iki uyuma eyleminin aynı toplu iş sözleşmesi döneminde gerçekleşmesi bir zorunluluk olmayıp 21.01.2015 tarihinde gerçekleşen uyuma eylemine dayalı olarak bu tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü gereği disiplin cezası uygulanması yerindedir.
Davacı tanığı … da davacının görevi başında uyuduğunu ve yaptığı işin kısa süre de olsa uyuyarak yapılabilecek mahiyette bir iş olmadığını beyan etmiştir. Davacının işinin başında uyuması eylemi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-ı uyarınca işin güvenliğini tehlikeye düşürmüştür. Toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü de dikkate alındığında iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmış olup davacının kıdem tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Mahkemenin yazılı şekilde kabule ilişkin kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.[4]
[1] 9. Hukuk Dairesi 2016/30960 E., 2020/14674 K.
[2] 9. Hukuk Dairesi 2016/22424 E., 2020/4653 K.
[3] 9. Hukuk Dairesi 2016/30978 E., 2020/14673 K.
[4] 9. Hukuk Dairesi 2016/25494 E., 2020/11826 K.